“Bırakın onları ne olur; kendi hallerine ..!
Hatta, tırmansınlar ağaçlara,
dudak kenarlarından süzülsün;
akasyaların, ballı babaların tatları…
Hatta, tırmansınlar ağaçlara,
dudak kenarlarından süzülsün;
akasyaların, ballı babaların tatları…
varsın bağlamasınlar, ayakkabılarının bağcıklarını
hatta, çıplak ayakları toprağın terine karışsın,
varsın biraz çamurlansın,
özgürleşsin o minicik ayakları,
uçurtmaları yükselsin gökyüzüne,
maviyle birleşsin bakışları,
özgürlüğü içsin gözbebekleri…
hatta, çıplak ayakları toprağın terine karışsın,
varsın biraz çamurlansın,
özgürleşsin o minicik ayakları,
uçurtmaları yükselsin gökyüzüne,
maviyle birleşsin bakışları,
özgürlüğü içsin gözbebekleri…
Bırakın onları ne olur; kendi hallerine ..!
hasta olacak kaygısıyla üşütmeyin ruhlarını
cam fanuslara tutsak etmeyin onları…
Hayatın içinde özgürlüğü solusunlar.
yağmur sonrası toprağın kokusunu,
duyumsayıp kuşlar gibi şakısınlar…
hasta olacak kaygısıyla üşütmeyin ruhlarını
cam fanuslara tutsak etmeyin onları…
Hayatın içinde özgürlüğü solusunlar.
yağmur sonrası toprağın kokusunu,
duyumsayıp kuşlar gibi şakısınlar…
çünkü onlar;
dokunsan sertleşen, bıraksan kırılıp dağılan,
yeni insan neslinin; mutluluk ve sevinçlerini taşıyan
öz-saygıları yüksek, duygusal şifacıdırlar…
dokunsan sertleşen, bıraksan kırılıp dağılan,
yeni insan neslinin; mutluluk ve sevinçlerini taşıyan
öz-saygıları yüksek, duygusal şifacıdırlar…
çünü onlar;
doğanın şarkısını dinleyip
meleklerden ışıklı rüyalar isteyen,
sevgisiz kalınca aksileşen; kristal çocuklardır.”
doğanın şarkısını dinleyip
meleklerden ışıklı rüyalar isteyen,
sevgisiz kalınca aksileşen; kristal çocuklardır.”
Emine PİŞİREN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder