Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

8 Ağustos 2021 Pazar

İTFAİYECİ SEVGİLİ...(2)


 İTFAİYECİ SEVGİLİ...(2)


Etna yanardağından çevreye yayılan kükürtle karışık gazlar Mirella'nın soluk almasını zorlaştırmaktadır. Gözleri bulanıklaşan genç kadının aklı hala itfaiyeci sevgilisindeydi.

 Genç kadının tedirgin bekleyişinde aklını sarmaşık gibi saran olasılıklar, onu daha da üzmekteydi. 

Adriana hiç bugüne kadar randevusuna geç kaldığına tanık olmamıştı.

 Üstelik de Etna'nın böylesi kükürt kusması hiç de normal değildir.

Mirella gitmekle kalmak arasında tereddüt etmekteydi...

'Ya giderken yolda başına bir şey gelirse?'

 'Ya sevgilisi geldiğinde onu kulübede görmezse?'

 'Kim biliyordu ki, onun bu dağlarda zor anlar yaşadığını?'

'Ya Adriana bugün buluşmaya gelemezse?'

'Aksi halde kimsenin uğramadığı,bu bakir alanda tek başına ölebilirdi'

' Ve cesedi de kurda kuşa yem olacaktı.'


Bu düşüncelerle irkilmişti!

Düşüncesi bile korkunçtu..!


 Boğulurcasına öksürmeye başladı.

Nefes alamıyorken bile düşünmekteydi:


'Yok, yok saçma bu endişelerim. Kesinlikle onun Adriano'su ölür de onu yalnız bırakmazdı ki!'

  Uzandığı sedyeden yavaşça kalkmaya çalıştı. Tam oturacak pozisyona gelmişti ki, yataktan yere yuvarlandı. Hiç dermanı yoktu, ne kollarında ne de dizlerinde. Hiç hali kalmamıştı. Yoğun duman ve gazlar ciğerlerine dolmuştu.


O an şiddetle ölebileceğini düşündü..!


Aslında bu düşünceler,  genç kadının gözlerini kapamadan önceki son dakika endişeleriydi.

.

Yakışıklı İtfaiyeci Adriano Etna'ya çıkmakta olduğu rampayı, çoktan yarılamıştı ki, havadaki yoğun gaz ve kükürt genzini yakmaya başlamıştı. Askıdaki gaz maskesini başına geçirip kendisini korumaya aldı. 

Tepeye çıktıkça kükürtle birlikte havaya yayılan gaz daha da yoğunlaşmıştı. Artık ağaçları dahi net seçemeyen itfaiyecinin görüş mesafesi de kaybolmuştu. 

Bir an endişelenmişti!

Gaz pedalinden ayağını çekti. İtfaiye aracı çok yavaş ilerliyordu.

Kulübenin olduğu alan Etna'ya daha yakındı.

'Acaba Mirella yaşıyor muydu?'

O sırada araçtaki telsiz cızırdamıştı.

" 343 ...343...beni duyuyor musunuz? Acil olay yerine lütfen... Acil..."

Telsizdeki anons aklını karıştırmaktaydı. İçinde yaşlı insanların olduğu huzurevinde çıkan yangına acil müdahale etme uyarısı telsizden bir kez daha yankılanınca artık kararını vermiştir.

Bedeninin ateşini söndüren bir kadın için işini kaybedemezdi. Değmezdi. Hem şehirde başka kadın mı yoktu? 

Kararına sevindi.

 İşi daha elzemdi. Yaşlıları kurtarmalıydı.

 Aracının burnunu değiştirip yokuş aşağı siren çala çala şehre doğru, çoktan hızla yol almıştı bile...

.

Kulübenin kapısı gıcırdayarak açıldı. Mirella öksürüklerinin arasında başını kapıya doğru çevirdi. İki erkek çizmesi görmüştü. Bakışlarındaki sönük ifadeye bir ışıltı yerleşip söndü. Yüzünde  mutluluk vardı. 

Demek yetişmişti sevgilisi.

Gelen kişi acele etti. Genç kadını kucakladığı gibi kulübeden hızla çıktılar. 

Kulubenin dışında park edilmiş kamyonete doğru giderlerken;

Kurtarıcısının boynuna sıkıca sarılan Mirella'nın gözleri büyük bir şaşkınlıkla açılmıştı.

Onu kurtaran kişinin, yıllarca aşağıladığı, küçümsediği, engelli kocası Emilio olduğunu gördüğünde gözyaşlarını tutamamıştı. 

Sonra kocasına minnetle, sevgiyle sarıldı.

Dudaklarından buruk bir fısıltıyla iki sözcük çıkmıştı.

" Teşekkür ederim."


Emine Pişiren/Akçay

Hiç yorum yok: