Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

29 Ocak 2020 Çarşamba

TANRIM AL ARTIK CANIMI!



" Hadi yavrum. Üzme beni. Baban bekliyor bizi. Bugün onu görmeye gideceğiz."

Anne yorgun. Ruhen çökmüş, bitmiş. Sık sık ölmek istediğini dudaklarından uçuruyor.
Havada öfke asılı.
Kin asılı.
Hem anne hem baba rolünü oynuyor çünkü...
Bebesi daha karnındayken babayı iftiradan 3,5 sene tutuklu yargılıyor devlet.

Genç kadın mikserde karıştırdığı muzlu yoğurdu özenle yavrusuna yedirmeye çalışıyor. 

" Belki bu mama senin ishalini de geçirir." Diyor.

" Ne yapacağımı da bilmiyorum abla. 3 gündür alttan üsten...

"...Üç halım berbat...Şimdi de yemek yemiyor. Çıldırmak üzereyim abla..."

Üzülmekten öte birşey yapamıyorum.

" Töbe de canım. Sabret. Bu çocuğun sana ihtiyacı var. Sabret canım. Sabır cennetten çıkmış."

Diyorum. Diyorum da kar etmiyor. Sözcüklerim havada uçuşuyor.

3 yaşını doldurmaya 2 ay var daha. Annesinin, " hadi bebeğim bak son artık...hadi bunu da ye, bak sana ne vereceğim!" Diyor

O son kaşığın, genç anneyi, az sonra çileden çıkartacağını bilse belki vermeyecek.
Çocuk sonrasını merak ediyor. Yüzü ekşiyor. Mızıklayarak dudaklarını aralıyor
 Yutamıyor. İrice açıyor gözlerini. Gözbebekleri büyüyor. Ardından öğürüyor.
Kusuyor.
Hem de ne kusma!
Gürül gürül...

Günlerce uykusuz kalmış anne döşünü yumrukluyor.
Ve yine aynı cümleyle ileniyor.

"Tanrım ölmek istiyorum!"

Bende;

"Tövbe de, tövbe de canım," diyorum çaresiz.
...
Emine Pişiren/Kocaeli

Hiç yorum yok: