Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

23 Mart 2020 Pazartesi

Kürt İdris ve Zeki Hoca (4)



Hadi, Kürt İdris dedim de benden de bir anı gelsin mi sizlere?

Ee, dedim ta bizler artık türümüzün son örneğiyiz. Bizden sonraki nesli Allah esirgesin.
İstanbul' da Firüzağa Camisi Hafızı Zeki Beyden bizat ben Kürt İdris'in bir anısını dinlemiştim.
Yine yazılarımın içine sıkıştırdığım harika bir yaşanmış hikayedir.

Hani söz adaletten, haktan, hukuktan, efelerden, mafyalardan açılınca bende Yahudiler gibi eskileri anı sandığındaki dizili tesbihlerimi çıkartıp arasıra yeni iplere dizmeye çalışıyorum işte...

1980 yıllarıydı...
Bir kış günü tanışmıştım Hafız Zeki Beyle. Kar kaplı kaldırımda yürürken ayağım kaymıştı. Tam düşecektim ki mıç üstü, kolumdan biri tutmuştu.
Beni kurtarana teşekkür etmek için başımı çevirdim. Onu gördüm. 80 yaşında ve zayıf uzun boylu, kır saçlı, şık ve düzgün giyimli bir beydi.

" Nereye gidecekseniz götüreyim sizi. Çizmeleriniz kara uygun değil. Tabanı kösele herhalde. Yine düşersiniz hanımefendi."
Üstümü başımı silkeledim.

" Sağ olun. Siz yetişmeseydiniz, bir yerimi mutlak kırabilirdim. Diz zahmet etmeyin. Şu karşı kaldırımdaki kasap dükkanına gideceğim."

Gülümsedi.

"Size eşlik edeyim. O kasap, benim evladım sayılır. Her ezan arası oraya giderim. Ben şu caminin hafızıyım."

Sözleri güven vericiydi. İstanbul Türkçesi ile konuşmaktaydı. Kolunu uzatınca hiç çekinmeden girdim, tutundum ona. Kasapta sıramı beklerken iki dram yüklü hikaye anlatmıştı bana.

Şimdi "keşke" diyorum biraz daha vakit ayırmış olup, o güzel anlatımıyla anı belleğini doldurmuş olsaydım, ya...diye hayıflanırım.
Ben Kürt İdris ile olanı aktarayım size ve yazımı finale bu yaşanmış öyküyle koşturayım:

" Kürt İdris ölünce İstanbul'daki hiçbir imam ve din görevlisi naaşını yıkamak istememiş. Nedeni de öyle bir caninin, katilin yaşarken yaptıkları kötülüklerinin vebalini üstlenemeyiz. O keferedir..." gibi bahanelerle mafya liderinin yakınları kat be kat bedel ödemek istemişlerse de " haram para, kirli,kanlı para" diyerek yine yıkamamışlar.
Gördünüz mü?
O yılların imamları bile hak yemekten, günah işlemekten sakınırmış. Rüşvet dahi kabul etmediklerinden, çıkartıyorum bu düşünceyi.
Zeki Hocamızın anlatımına göre, birgün Kürt İdris hocamızın kapısını çalmış.

" Hocam size ölümümden sonra noter onaylı vasiyetimi emanet etmek istiyorum. Adınızı notere bildirdim. İmzanız gerekiyor hocam," demiş.

Zeki Hocamız, örnek vasiyeti okur okumaz. TAMAM demiş. Paltosunu giymiş. Evinin kapısının önünde park halindeki son model Sharvole siyah araca binmişler.
Bu vasiyetten kimseye bahsetmemiş.

30 sene sonra Kürt İdris ölmüş.
Mafya liderini hiçbir din görevlisi yıkamak istememiş. Ölüm haberini duyar duymaz Zeki Hoca koşmuş. Onu dualarla, adeta gözyaşları içinde yıkamış.

Zeki Hoca, anlatısını burada kesmişti. Cebinden ütülü, katlı mendilini çıkartmıştı. Birkaç kez kızarmış gözlerini sildi.Belli ki hala o yılların tesirindeydi. Mendilini tekrardan aynı titizlikle 4'e katladı. Ceketinin iç cebine yerleştirdi.
Sol cebinden köstekli saatini çıkartıp, hoh edip camını sildi. Yakın gözlüğünü takıp baktı. Oturduğu yerden ivecenlikle kalktı. Kasaba dönüp;

" Ahmet oğlum, hanım kızımıza benden şöyle tavşan kanı bir sıcak çay söyler misin? Az sonra bende geleceğim."

" Peki Zeki Hocam. Sen emret yeter ki..."

Kasap Ahmet'den onay alınca benden yana dönmüş;

"Kusura bakmazsan hanım kızım, şimdi bir şu camiye varıp geleyim. Akşam ezanını benim okumam gerekiyor. Beklersen hikayemin geri kalanını sana anlatırım kızım. " demiş, aceleyle kasap dükkanından ayrılmıştı.
...
Zeki Hoca gidince, içim bir tuhaf olmuştu. Boşlukta gibiydim. Duymuştum mafya liderinin adını, ama ona bir din görevlisinin böyle yıllarca sadık kalmasına bir anlam yükleyememiştim.

Hem de tam 30 yıl..!
Hem de ölümünden sonrasında açılmak üzere onu tanık edip, vasiyet bırakmıştı!

Acaba ne yazılıydı o vasiyette?
Yahu, şimdi sırası mıydı gitmenin?!!

Zeki Hocanın ardından demli sıcak çayımı yudumlarken içimdeki pişmanlık havuzuna "onlarca tövbeler" fısıldamıştım.

Emine Pişiren/ Kocaeli

Hiç yorum yok: