Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

11 Aralık 2019 Çarşamba

Arap Yavrusunu...


ARAP YAVRUSUNU "AKIM BENİM, PAKIM BENİM," DİYEREK SEVERMİŞ...

Tabi ki, ırkçılık, ayrımcılık dilde başlar. Ama ateş olmayan yerden de dumanın tütmediğini kim söyleyebilir ki, bize?

Atasözlerimizde bile kendi ırkına, Müslümanlara ihanet içinde bulunan Suudilere yönelik sözler ve deyimler yazılıdır.
Türkçemizde miadı dolmuş atasözlerimiz de mevcuttur. Yazılmış kimi söz ve deyimler o toplumun yaşantısı hakkında, milletinin kültürü, sanatı ve davranışları hakkında bize bilgiler vermektedir.

Ben birkaçını sizler için araştırdım. Hatta çok değerli Antalyalı yazın ve gönül dostumuz, değerli büyüğümüz M. Aslan Aksungur Hocamızın 70 yıllık araştırma kitabına da başvurdum.

Şimdi sizi Araplarla biraz başbaşa bırakayım da görün onların cemallerini:

"Arap Allah'tan korkmaz, ama Türkmen'den ödü patlar.!."

 "Arap çocuğunu: 'Akım benim, pakım benim!' Diye severmiş."

"Arap kızar, ama kızdırmaya 40 harami lazımmış."

"Arap'ı bir batman sabunla yıkasan yine ağarmazmış!"

"Arap'ın aklı süpürgesinde saklıdır!"

" Arap'ın derdi kırmızı pabuç."

"Arap'ın yaşıyla, çingenenin işi bilinmezmiş."

" Arap eli öpmekle dudak aşınmazmış."

Arapları ülkemizde kiraladıkları otellerde, evlerde yaşarken nasıl pis, dağınık ve kirli olduklarına dair örnekleri o kadar çok ki...Hangisini sayıp anlatayım size?
Hâlâ büyük abdestlerini suyla değil de toprak, hayvan kemiği, taş, kiremitle alanlara sorduğumuzda,
 " Peygamber Sünneti" diyorlar.
Bütün bunlar bahane tabi...
" Suyla abdest alınız," dediği halde almıyorlar.

Ve o kirli, pis elleriyle kaşık kullanmadan " sünnettir" diyerek yağlı pilavlar, etler yiyorlar.
Hadi gelin de öpün bakalım o Arap ellerini!..
Aman, aman Allah esirgesin!

"Anladıysam Arap olayım..!"

Demek ki, Arapların sözleri o kadar karışık ki, o kadar saçma ki, bu söylemi o zamandan günümüze kadar taşınmış.

"Ne Arabın zekeri (yüzü) ne Şam'ın şekeri..!"

Aslında bu söylemde ki  "Zeker" sözcüğü Sapkın Arabın cinsel organıdır. Ama atalarımız kibarlığından "Yüzü" olarak söylemiştir.

"Arap'tan paşa, tahtadan maşa olmaz..!"

"Filistin, Yemen, Afrika Çöllerinde Osmanlı Askerini bırakıp kaçan, sonra da İngilizlerle birlik olup bizi arkadan vurmuş," Araplara güven olur mu?
Olmaz tabi ki, bu söylemdeki anlamı tarihin sayfalarını karıştırdığımızda karşımıza Mustafa Kemal Atatürk'ün Suudi Kralına yazdığı telgrafın metni çıkıyor hemen günışığına.
Efendim,  o telgrafın içeriği şudur:

 Araplar,  İslam Peygamberimizin kabrini buldazörle dümdüz etmek üzerelerken, haber Atatürk'e geliyor. Arap kralına yıkımı durdurmazsanız, " Türk ordusuyla Arabistan'a geleceğini"  telgrafla bildiriyor.
Tabi bugün tüm Müslümanların ziyaret ettikleri kutsal tıpraklarda ki, peygamberin mezarını korkudan yıkamıyorlar.

"Arap saçına dönmek!"

Demek ki, öyle karışık ve güvensiz ki bu ırk, onları böyle betimlemiş,  atalarımız.

"Arap yağı buldu mu, mikine taşşağına sürermiş..!"

Görgüsüz ve görmemiş insanları betimlemek için türetilmiş, olduğunu özetlenmiş.

"Fotoğrafın Arabı..!"

İlk kez benim de okumuş olduğum deyime, inanın güldüm bir an.
Negatif anlamını taşıyan bu deyiş, yine tenleri siyah olanlara bir gönderme yapılıyor. Tabi, bu sözü güneşte yanmış, teni biraz benim gibi esmerce olanlar konu dışı olsun mu? Demek ki, kurunun yanında yaş odun da yanıyormuş.

Anlaşılan o ki, " finale yüz metre kala depara kalkmış" bir Arap atına, çölde "bir anda yere çöküp kalkmayan" develerine dahi dikkat etmeliyiz. Zira bu ırkın insanı, atları, develeri de yanar dönerler.  Tarihte gördük birçok örneklerini. Suyundan mı, havasından mı, bilinmez ama güvenmek hatasına düşülmemelidir.

Peygamberimiz bile ne demiş:

" Ben Arabım, ama Arap benden değildir.!

O halde biz de Arap saçına dönmemek için Arapları Veto Edelim.

Zira Arap eli öpmekle dudaklar aşındı artık!..

Yeter artık!

Emine  Pişiren/ Kocaeli

Kaynak: Atasözleri ve Atasözü Nitelikli Deyimler/ M. Aslan Aksungur- Ankara/2010

Hiç yorum yok: