Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

21 Aralık 2019 Cumartesi

KANSERDEN KURTULMAK İSTEYENLER MUTLAK OKUSUNLAR



Doktora gidiyorsunuz size 3 ay süre veriyor.

" Bu ilacı 3 ay kullan ve yeniden MR çekelim. Tümör büyümüşse ameliyat ederiz. Sonra kemoterapi veya radyoterapi ile tedavi sürecinin başlar.!."

Korkutucu gerçeğinizle tam 3 ay başbaşa kalırsınız.

" Acaba ben kanser miyim?"
Sorularıyla, üzülür, gamlı gamlı düşünür, kanser değilse o küçücük misafiriniz, kansere dönüştürebilirsiniz.

Peki bunu nasıl başarırsınız?

Sizi anılarıma biraz yolcu etmek istiyorum. Amerikan Özel Sağlık Kolejinde okuduğum yıllarıma hadi biraz yolculuk yapalım.
...
Bir zamanlar bende tıbbi eğitim ve öğretim almıştım.
Cerrahi hocamız Jul Barbutt, o gün bize T Lenfositlerini anlatmaktaydı. Vücudumuzun bağışıklık sisteminde etkin olan T Lenfositlerinin görevlerini yapmadıkları zaman, otoimmun hastalıklarının oluşmasını sağladığını anlatırken, biz de sıkıntıyla sıra arkadaşımla fiskos yapardik.
Hocamız farkederdi. Kızmazdı. Ama bir şekilde dikkatimizi anlattığı konuya çekerdi.
O günde bunu öyle güzel başarmıştı ki, anlatınca sizde şaşıracaksınız.
 Lâtince sözcüklerle bizi yormazdı hocamız.  O derste hafızamıza öyle bilgiler ekmişti ki, yıllar geçse de unutmamız mümkün değil artık.
Hele söz konusu çağımızın vebası kanser illetiyse..!

Efendim, beynimizde ceviz büyüklüğünü geçmeyen, tüm hormonları yöneten bir  bezimize sahibiz. Hani bebeklerin tam kafasının ortasında bulunan, adına " bıngıldak" dediğimiz yumuşak, küçük bir yer elimize gelir ya...
İşte tam o kafa çukurunda adı hipofiz olan ceviz büyüklüğünü geçmeyen adı HİPOFİZ olan bir bez vardır. O bezin nelere kadir olduğunu anlatan cerrahi hocamızı pür dikkat dinliyorduk.

" Arkadaşlar. Bu bezi sakın hafife almayalım. Bedeninizin herhangi bir yerinde elinize değen küçük bir nodül size olumsuz duygular yaşamanıza neden olabilir...

" Nasıl mı? Bunu size şöyle örnekleyeyim: Eğer 40 gün içinizden, 'acaba ben kanser miyim? Kanser mi oldum?' Gibilerinden düşünüp, her an, hergün endişelenirseniz. Sinir nöronlarının iletileriyle Hipofizi uyarmış oluyorsunuz.

"...İşte bu minik bezin çapı küçük ama, yaptığı iş büyüktür. Çünkü tüm hormonları yönetir. Siz kötü düşündükçe o da vücudunuzdaki tüm hormon bezlerini aktif edecek, sarı renkli bir sıvıyı üretecekler, bu sıvıyı tüm hücrelerinize yayılacak, 40 günün sonunda yağ bezesi olan o küçücük nodül büyüyecek ve siz gerçekten kanser olmuş olacaksınız..!"

Ürkütücü değil mi?

Dersten sonra beni sınıfta tutmak mümkün değildi. Doğruca yatak odama koşmuştum. Bedenimde fındık büyüklüğünde hareketli bir nodül elime gelmekteydi.
Parmak uçlarımla o küçük nodüle dokunduğumda içim üşümüştü. Bir kuşku girdi mi beynime!

" Acaba ben kanser miyim?" Diye.

Böyle endişeli olarak birkaç günümü uykusuz geçirmiştim.
Konuyu sınıf arkadaşıma açtım. O da benimle dalga geçmez mi?
Yüzümün asıldığını görünce, ciddi olduğumu anladı.

" Hadi gel Cerrahi Hocamız Jul Barbutt'a gidelim. Ancak o seni bu durumdan kurtarabilir."

Utana sıkıla gittik. Beni muayene ettikten sonra,

"Sakın üç ay elleme. Kontrol bile etme. Aklına kötü, olumsuz düşünceler getirme. Kötü huyluysa bu konuk büyür. Değilse küçülür. Korkma. Hipofiz ileti gönderme."

Hocamızın o içimi rahatlatan gülüşünü bugün dahi anımsıyorum.
2009 senesinde yakalandığım kanser illetinde, Amerikalı Cerrahi hocamızın hep o sözleri beynimde ışımıştı.
Hiç olumsuz düşünmedim. Hatta hastalığımı hafife almış, onu  bir "grip hastalığı" gibi görmüştüm.

Tabi Edremitli Bilim Adamı ve Herbalist Faruk Durukan'ın sözleri ise yaşama tutunmamda asıl etkendir. Onun, alternatif tedavi sürecindeki rolü büyük olmuştur.

" Korkma!" Demişti bana...

" Üç ay sonra sende kanserin zerresi bile kalmayacak. Yeter ki, sana verdiğim ZEYTİN, Üzüm, Propolis, İncir kürlerini düzenli olarak üç ay kullan..."

Umut işte...
Bende kullandım.
Tam 7 yıl..!
İnandım ve kurtuldum!

Geleneksel bitkisel kürleri birçok hastalığı mucizevi bir şekilde iyileştiriyor. Hele bir küre tesadüf ettim geçenlerde, sizlerle paylaşmadan içim rahat etmeyecek.
Çünkü ekstrakları ve bazı kanser ilaçlarını devlet ödemiyor. Çoğu alternatif tedaviler de cep yakıyor. Bu nedenle insanlar çaresiz ve umutsuz kalıyor.

Ölüm daha kolay yol oluyor..!

Gerçi Edremitli Bilim Adamı ve asistanları sağ olsunlar, gerekli kolaylığı ve indirimi yapıyorlar. Keşke devlet el atsa da şu kötü konukla hastaneleri meşgul etmesek...

Gelelim şu üç ay mucizelerine...

Çinli ünlü bir Herbalistin tarifi olan bu mucizevi içecek  internet’te çok popüler. Bu mucizevi ve basit içecek tarifi akciğer kanseri olan Çinli ünlü Bay Seto tarafından yayınlandı.  Çin’de ünlü bir Herbalistin tavsiyesi üzerine bu içeceği hazırlayarak içmeye başlamış.

Sonuç harika!

Diyor ki:

" Tam 3 ay boyunca düzenli bir şekilde bu içeceği kullandım ve şimdi sağlığıma kavuşmuş durumdayım."

Bu mucizevi içecek için ihtiyacınız olan malzemeler:

1 adet pancar kökü
1 havuç 1 elma

Hazırlanışı;

Bu malzemeleri iyice yıkayın ve meyve sıkacağına sığacak şekilde doğrayın. Meyve sıkacağında suyunu çıkarın ve karışımınız hazır.  Geri kalan posasını cildinize sürebilirsiniz. Bu posa cildinizi güzelleştirecektir.

Bu karışımı üç ay boyunca her sabah, kahvaltıdan 1 saat önce hazırlayarak taze taze aç karnına için.   Dilerseniz karışıma limon suyu da ekleyebilirsiniz.

Bu mucize içeceğin etkili olduğu rahatsızlıklar:

Gelişmekte olan kanser hücrelerini önler.

Karaciğer, böbrek, pankreas hastalıklarını önler ve ülser tedavisinde de kullanılır.

Akciğeri güçlendirir, kalp krizi ve yüksek tansiyonu önler.

 Bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kızarmış, yorgun veya kuru gözlere iyi gelir.

 Stres ve has ağrısını ortadan kaldırmaya yardımcı olur.

 Bağırsak hareketlenmesine yardımcı olarak kabızı ortadan kaldırır.

 Detoks olarak da kullanılabildiğinden cildiniz daha sağlıklı ve parlak bir görünüme sahip olacaktır.

 Boğaz enfeksiyonuna iyi gelir. Akne ile mücadeleye yardımcı olur.

Regl ağrısını azaltmaya yardımcı olur. Saman nezlesine iyi gelir

Pancar suyu, Avrupa’da yıllardır kanser tedavisinde kullanılıyor. Hatta pancar suyu içeren alternatif tıp yöntemine ilk yönelenler de Alman Farberse ve Schoenenberger adlı doktorlar olmuş.

 1930’ların başında ise Macar bir profesör, pancar suyunun kanser tedavisindeki etkilerini gözlemler. Pancar suyunun detoks yararları yanında hücre tahribatlarını engelleyerek korunmasına da yardımcı olduğunu fark eder.

 Hatta sporcuların da daha iyi bir fiziksel performans için beslenme rutinlerine pancar suyunu eklerler.

Sağlıklı iken düzenli beslenin, hasta olmadan için faydasını görün. Sağlıksız iken yudum içemiyorlar lütfen stresten uzak kalalım. Kırmızı renkte olan her şeyde folik asit var. Kırmızı renkli sebze ve meyveleri çokça tüketin. Bakın metobolizmanıza nasıl iyi geliyor.

120 yaşındaki Çek: "Damarlarımı temiz tutarak 120 yaşıma geldim. İşte tarifim"
                                                                                                                                                             
                                                                                                                                                               
"104 yaşındayım, tansiyon ve kalp sorunu nedir bilmiyorum!Çünkü  bu kürü yapıp içiyorum."
                                                                                                                                                               
51 yaşındaki Lisa adlı kadın gencecik kalmasının nedenini bu küre bağlıyor.

   Kanser olunca dikkatler hep o illete odaklanıyor tabi. İnternette biraz dolaşınca bir diğer herbalist ile karşılaştım.
                                                                                                                                              Avusturyalı Herbalist Rudolf Brojs Kansere doğal çare bulmak için hayatını adamış. Brojs’a göre kanser sadece proteinler sayesinde hayatta kalabilir. Bu nedenle 42 gün boyunca  çay ve bu Kırmızı pancar ana maddesi olan karışımdan içmek gerekir.

42 gün boyunca kanser hücreleri açlıktan öldüren o kürün tarifi:

Malzemeler :

Pancar ( % 55 )
Havuç ( % 20 )
Kereviz ( % 20 )
Patates ( % 3 )
Turp ( % 2 )

Hepsini Blendırda karıştırın ve yaptığınız bu karışımı için.

 Tabi ünlü herbalist bizi uyarıyor!

" Bu meyve suyundan vücudun ihtiyacı kadarını içmek gerekiyor.
Fazlası mideye, böbreklere zarar verebilir..!"

Bakalım kanserden kurtaran bu mucize bitkiler ne işlevsel özelliği varmış?

KIRMIZI PANCAR:

Kırmızı Pancar, Lösemi ve diğer kanser türlerinde etkilidir.
Kırmızı Pancar vücuttaki ve kandaki toksinleri temizler.

Kırmızı Pancar Suyu karaciğer ve safra kesesini uyarır kabızlığı giderir.

Kırmızı Pancar Havuç ile beraber Gut, Böbrek, Safra Kesesi için mükemmeldir.
Kırmızı pancarın saç dökülmesi, sedef, egzama, ürtiker, kurdeşen ve karaciğer hastalıkları ile vücutta kaşıntının önlenmesinde faydalı olduğu bildirildi.

HAVUÇ:

Havucun faydaları arasında ilk sırada güçlü bir antioksidan olan beta karoten bakımından zengin olması geliyor. İnce bağırsakta A vitaminine dönüştürülen ve vücudumuzda bulunan serbest radikal dengesinin korunmasına yardımcı olan beta karoten cilt, saç ve tırnakların korunmasından kalp hastalıkları riskinin azaltılmasına kadar pek çok noktada önemli bir bileşen. Lösemiye iyi geliyor kalbe ve göz faydaları var..

KEREVİZ:

Kereviz: Kanser: Illinois Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, kerevizde bol miktarda bulunan “apigenin ve luteolin” adlı flavonoidler, özellikle pankreas kanseri tedavisinde, kanserli hücrelerin üremesinin durdurulması ve tümörün küçülmesi için etkili olabilir.Kolestrol, sindirim, idrar söktürücü, iltihaplı hastalıklara çok faydalıdır.

Derdi veren, dermanını da vermiş doğada.

Kırmızı pancarın böylesi bir rolü olduğunu bilmiyordum. Rahmetli annem kaynatır suyunu içerdi. Bana da içirdiğinde genzime gelen o toprak karışımı koku, hiç de hoşuma gitmemişti.
Ama annem pes edecek bir kadın değildi. Bana illa ki, kırmızı pancarı yedirecek ya da içirecekti...
Baktım ki mutfağında koca bir kavanoz, içinde de kıpkızıl bir şu var. Meğer, kırmızı pancarın turşusunu kurmuş. İçine de havuçları bir güzel dikine dizmiş.
Gel de turşu suyunu içip, pancarı hadi yeme...
Biraz sarmısakla, sirkeyle o kokuyu yok etmişti, ama ben yine de yiyememiştim.
Bazen büyüklerimizin sözlerini dikkate almalıyız.
Mekanı cennet olsun annemin.

Siz siz olun, hele hele şu mevsimde pazar tezgahlarında bol bol gördüğümüz kırmızı pancarlardan alalım.

 Yukarıda  yazdığım 2 herbalistin  tarif ettiği kırmızı pancar kürünü hazırlayalım.
Ve gün içinde 1 bardak içelim. Kurtulalım bu illetten.

Tüm kanser hastalarına acil şifalar dilerim.

Sağlıklı mutlu günler.

Emine Pişiren/ Kocaeli

Not: Pancarın keskin toprak kokusundan hoşlanmayanlar birkaç yaprak nane katabilirler, tadı gerçekten çok güzel oluyor.

Kaynak: İnternet kanalları

Hiç yorum yok: