Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

5 Mart 2019 Salı

ALBATROS VE BALIK



" Ben en çok albatrosa aşık olmuş, balık için üzülüyorum!"

Yıllar önce Üsküdar Salacak Çay Bahçesinin duvarında bu yazıyı okuduğumda vazgeçmiştim, ilk cemreyi sol yanına düşüreni hayal_etmekten...
Vazgeçmemin bedelinin ne olacağını hiç düşünmeden hem de...
Niçin mi?
Niçini yoktu!

Çünkü de yoktu!

Yaşanılan hayalin daha ötesiydi...

Düşündükçe delirmek gibiydi onu!
Hayal kurmak bile imkansızdı!
Öyle uzak, öyle mesafe vardı ki aramızda!
Ne o aşabilirdi, ne ben!
Ben balık olmuştum, o da bir albatros!
O benim maviliklerime dalamazdı, bense kanatsız, soluksuz uçamazdım onun maviliklerinde...

Hayaller düşe dönüşünce hayal_kırıklığına bir adım kalmış demektir.
Doğada dişil yanı ağır basanlar, daha romantizmden yanadırlar.
Eriller, daha somuttur.
Galiba bende her iki karışım da var.
Karakter olarak, ha!
Bir yanım duygusallık içinde dolunayin ışığında geziniyorsa tek başına,
Diğer yanım, el ele aynı yolu birlikte yürümekten yana ağır basıyor.
Bende severim hayal kurmayı, ama geçicidir benimkisi...
Çünkü gerçekleşmeyen hayaller sıkar yüreğimi.
Ya evettir, ya hayırdır benimkisi...
Bir de hayalleri tıpkı uçan balonlara benzetirim...
Ucundan tutamazsak uçar gider hayaller!
Öylesine afal afal  bakarız ardından, ta ki kaybolana dek...

Balık vazgeçmişti albatrosunu sevmekten, ama hiçbir zaman unutmamıştı!
Gökyüzündeki kanat çırpınışlarını, arasıra denize dokunuşlarını, hep duyumsamıştı...

Emine Pişiren/ Kocaeli

Hiç yorum yok: