Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

5 Mart 2019 Salı

SANA ACİL İHTİYACIM VAR, GELİR MİSİN? (1)



Dost ve dostluk vasıfları çok ağırdır. Her insanın taşıyamadığı gibi zaman içinde şu gerçeğe alışıyorsun ki, herkese yakışmıyor dostluk vasfı.

Yıl 2003...
Eşimle bir yaz akşamı, bir masa-başında yemek sonrası aile dostlarımızla sohbetteydik. Konu geldi dayandı yine dostluk kavramlarına.

"Gerçek dost, en acılı gününde gözyaşına ortak olandır," dedi biri...

"Hayır, sadece acılı günde değildir dostluğun görevi! Aynı yerden birlikte kırılmaktır, " diye felsefi düşünürken,

Bir diğeri umutsuzca omuz silkmişti:

" Yok, gerçek dost kalmadı günümüzde...Herkes çıkarlarına aracı ediyor dostluğu da...Yok, dost most!"

Eşimle ben inatla, betimliyorduk dostluk kavramını.

"Olur mu öyle şey? Dost, ikinci bir BEN'in kendisidir."

Vs, gibi sözlerin ardı kesilmiyordu.
Emekli olmuşuz, bir sahil kasabasında çekirdek ailemle yaşayıp günlere çentik attığımız yıllarımızdı...

Neden günlere çentik atıyorduk?

Efendim, tabi ki herkesin emeklilik hayallerinde bir tatil beldesinde yaşamak gibi bir lüks hayali vardır. Biz hayalimize zorunlu uyum sağlamaya çalışıyorduk.
Zira Marmara Depremi bizim İstanbul'daki evimizi vurmuştu.
Onarılsın da biran önce kışlık evimize göç edelim, diye idi o çentiklerimiz.

Neyse efendim, ben asıl size "Dostluk ve Dost" tanımlarıyla sıkmadan o sohbet esnasında, yani gecenin bir yarısında, yani güneşin doğmasına üç saat kala biz Akçaylı aile dostlarımızla dostluğun çıkarlara dayalı olduğunu konuşurken, ben birden sözlerin arasına pike dalış yapmıştım:

"Sizin tam da bu saatte, yani herkesin en tatlı uyuduğu bu vakitte GEL SANA İHTİYACIM VAR, dediğinizde, hiç NEDEN GELEYİM? demeyen, HEMEN GELİYORUM! diyebilen, telefon açacağınız bir dostunuz var mı?
Tabi yanıtları, az empatik düşününce HAYIR olmuştu. Ama bakışlar bana yönelmişti:

"Peki, senin var mı?"

"Var," diye yanıtlayınca , "Kim?" diye merak konusu olmuştu, tabi...

Eşim, "Şimdi size kanıtlayacağız bunu!" der demez telefona sarılmıştı, masadakilerin irileşmiş, şaşkın gözlerine gülümseyerek.

Bende ilgiyle eşimin çevireceği numaraya bakıyordum;

"Acaba kimdi? sorusunu sormadan. Zira adım gibi kimi arayacağını biliyordum...

Devamı Edecek

Emine Pişiren/Kocaeli

Hiç yorum yok: