Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

19 Ocak 2021 Salı

BİLGİ BAHÇESİ DE NEYMİŞ?


Bugün sizinle farklı bir pencereden bakmak istedim.
Ben bir hayvan severim. (Acaba?)
Tam 20 yıl evimde köpek, kuş, kaplumbağa, civciv, ördek, dahi besledim.
Tabi çocuklarımı mutlu etmek adınaydı bütün bu emek ve çabalarım.
"Bir hayvan severim," diye yalan söyledim az yukarıda.
Aslında "ben tipik bir hayvan mezalimiyim!"
Diye itiraf etmek isterdim.
Çünkü evimize aldığımız, doğasından koparttığımız o minik can dostlarımız, bir süre sonra ölüyorlardı.
Biz her ne kadar veteriner, aşı, kaliteli besinler ile bakımını üstlenmiş olsak da ölüyorlardı işte...
Çünkü onların yuvası bizim evlerimiz değildi. Doğaydı.
Düşünebiliyor musunuz hiç?
Bir ördek, kaz, göl olmadan yaşayabilir mi küçük bir leğende?
Hiç bir maymun ve sincap ağaçlar olmadan kemik sistemi sağlıklı olabilir mi evlerimizde?
İnsan göz zevki için, kanında adrenalin artışı için eski Roma'da arenalarda hayvanlarla dövüş sanatını sergilemiş. Kurbanlar güçlü aslanlar ve köleler olurmuş.
Günümüzde İspanya boğalar kurban seçiliyor. Ve matedorun onlarca kılıcında can çekişiyor.
Cidden zalimiz, zalim..!
Tarihte ilk hayvanat bahçesini M. Ö. 1100 yılında Çin İmparatoru VuVang kurmuş. İmparator, sarayının bahçesinde hayvanlara da bir bölüm ayırmış, buna "Bilgi Bahçesi" adını vermiş.
Hay vermez olaymış..!
Bir aslanın evi ormandır, hayvanat bahçesi değil.
Bir kutup ayısının avlanacağı bölge kutuplardır, kafesin ardındaki bir avuç kar değil...
Bir kartalın yuvası göklerdir, kafesler değil.
Evimize küçük can dostları davet ederken bir kez daha düşünelim, ne olur..!
Emine Pişiren/ Akçay

Hiç yorum yok: