Depremden kaçıp kurtulanlar, bu kez de tusunamiye yakalandılar!
Tusunamiden kurtulanları da yeni bir afet karşılayacak. Şimdi de depremzedeler koronaya yakalanma riski taşıyorlar.
Bakın bir örneği baş gösterdi bile...
Enkazdan kurtulan İdil'e korona teşhisi konulmuş!
İzmir Seferihisar Depremi için Amerika 7.1 diyor.
Acaba niçin gerçekler halka yansıtılmıyor?
Kimine göre, " eğer 7 ve üzeri bilgi somutsa, devlet zorunlu ev yaptırması gerekiyormuş!"
Tabi görsel medya ve basındaki bu tür söylentiler, sadece kaos yaratır. Zaman kaybettirir.
Fastfood çözüm istemiyor İzmir.
Her kafadan bir ses yükseliyor İzmir' de...
Asıl deprem sonrası koordineli çalışılması gerekiyor.
Depremi yaşamış insanların ve yakınlarının psikolojileri ise diplerde..!
Yaşlı, çocuk, kadın, kronik hastalıkları olanların sağlıklarını korumak gerekiyor.
Nasıl ki, duygu yoğunluğu ile enkazdan kurtarmak için çaba ve emek verildi, şimdi de o kurtarılanlar acil korunmalı.
Emekler havada uçuşmamalı.
Mevsim değişiyor Ege'de...
Kasım ısırıyor, Aralıksa kapıdan bakıyor. Ocakta aş olmayınca zorlu bir mevsim dikilecek kapılara...
Hava şartları ve kötü beslenme şartları o insanların vücut direncini düşürecek. Ve çağın bulaşıcı, öldürücü hastalığına davetiye sunulacak.
Bakın İdil kurtuldu, ama koronaya yakalandı.
Ya hırsızlıklar...
Ya hasarlı evlere gizli gizli giren kişiler...
Ve kıymetli eşyalarını korumak adına evlerine bir hırsız gibi girmeye çalışan o depremzedelere nasıl engel olunacak?
Asıl soru şu:
Ne olacak şimdi?
Öncelikler, ardışık sisteme göre ele alınmalıdır.
İzmirli Vatandaşlarımızın barınmalarına acil çözüm getirilmesi gerekir.
Başta sağlık sorunları olanlar tespit edilmeli, beslenmeleri sağlanmalı...
Sonra oradaki insanların dışarıdan gelebilecek her türlü tehlikeye, tacizlere, teröre ve fırsatçılara karşı güvenliği, emniyeti sağlanmalı...
Kış geliyor.
Riskler, hayatın içinde kol geziyor.
Deprem, tusunami, koronayı aştık, diyelim.
Peki ya yoklukla nasıl başa çıkacak depremzedeler..?
Sonuç:
Nasıl ki, hastaneye yatmış bir hastaya ameliyat öncesi ayrı, ameliyat sonrası ayrı özenli bakımı, tedavisi yapılıyorsa;
Deprem öncesi, deprem sonrası kaos yaşanmaması adına, titizlikle çalışılmalı.
Deprem kültürümüz sıfır.
Deprem öncesi ve deprem sonrası kaos yaşanmaması için kesinlikle ciddi hizmet verecek, ( Bilim heyeti, gibi) bir bakanlık kurulmalı. Yetkili birimlerce ardışık eğitim/öğretim, bilinçlendirme şart.
Yurdumuz dışta ve içte bir savaş veriyor.
Aksi halde;
Acil önlem alınmazsa daha büyük bir deprem yaşayacağız!
Zira, asıl psikolojik deprem kapıda bizleri bekliyor!..
Emine Pişiren
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder