Genç bir kız evinden binlerce km uzakta üniversite okumak için gidiyor. Bir kaç ay sonra annesine ilk mektubunu yazıyor. İlk satırları insanın içini dağlıyor:
" ...Hani sen; 'Taşlıkta yatmayan, evdeki kilimin kıymetini bilmez.' derdin ya annem. Nasihat, der geçer kulak arkası yapardım, dinlemezdim seni.
Meğerse ne doğru söylermişsin annem!..
"...Şimdi senden çok uzaklardayım, hayat öyle canımı acıtıp yakıyor ki anne...Üstelik yüzümdeki gülüşlerimi çalıyorlar. Ne olur, gel de şu hırsızlara bir şeyler söyle anne!..
Çok değil, bu mektuptan bir hafta sonra genç kız gizemli bir şekilde ölüyor.
Tanıkların ifadesine göre 6.kattan atlamış oluyor. Adli tıbba göre başının arkasına sert bir cisimle vurulmuş, genç kızın tırnak içlerinde yabancı epitel hücreleri, insan dokusu parçacıkları bulunmuş...
Bir genç, bir fidan daha erkenden göç ediyor. Hem de geride gönderilmemiş bir mektup bırakarak.
Son sözcükleriyse şöyle yazılı:
"Gülüşüm bana kalsın ne olur."
...
Emine Pişiren /Akçay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder