Veli toplantısı için okula gitmişti. Çocuklar tenefüsteydi. Kadın, koca bahçede oynamakta olan yüzlerce çocuğun arasında yavrusunu arıyordu.
Küçük kızını görür görmez adımlarını ona doğru hızlandırdı.
Yaklaşınca kollarını yana doğru açıp ona sarılmak istemişti.
Küçük kızı, nedense çok hırçındı. Arkasından kendisine sarılanı görür görmez, kızgınlıkla geriye doğru sıçramıştı!
"Gelme artık buraya. Anlamıyor musun, istemiyorum işte seni, gelmee! "dedi.
Asi hareketleriyle itelemişti, kendisine sevgiyle açılan kolları.
Anne, beklemediği bu tepki karşısında kolları boşlukta kalmıştı. Kadın bir anda yıkılmıştı.
"Neden istemiyorsun beni yavrum?" diye sordu.
Tek gören gözünden akan yaşı silerken...
"Arkadaşlarım;
Kör kadının kızı, kör kadının kızı, diyerek alay ediyorlar benimle. Bir daha gelme istemiyorum seni!"
Anne yıkılmıştı. Ayağa kalktı. Bir eliyle görmeyen tek gözünü kapadı.
"Peki gelmem, yeter ki sen mutlu ol kızım," dedi ve uzaklaştı kadın.
İki gün sonra göz doktorunun yanındaydı.
"Yarın ameliyat ücretinizi hazırlayıp gelin, yeni takılacak gözünüzle daha iyi görüneceksiniz," diyordu doktor.
" Peki, siz endişe etmeyin. Ben yarın hazır olurum doktor bey." Dedi kadın.
Ameliyat ücretini karşılayacak hiç kimsesi yoktu. Çaresizdi. Bankaya gitti. Eşinden kalmış, sahip olduğu bir göz odalı evini ipotek etti. O gün, ödemesi imkansız olan krediyi çekmişti.
Ertesi gün gazeteler şu başlığı atmışlardı!
" Narkoza allerjisi olan kadın ameliyat masasından kalkamadı!"
Küçük kız, o günden sonra annesini bir daha hiç göremedi..!
Emine Pişiren/Kocaeli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder