Ne zaman, Dallas dizisini ithal ettik: Yalanı dolanı, ihaneti, yasak aşkları, uyuşturucu ve alkol bağımlılığını normal saydık..!
Ne zaman, süt tozu, USA peyniri, sanayağı ülkemize ithal ettik: Kanser başta olmak üzere hastalıklarımız arttı. Sağlığımız bozuldu..!
Ne zaman, İsrail'den gübre ve tohum ithal ettik: Topraklarımızı kaybettik. GDO başımızın belası oldu. Kanser, Diyabet, Alzheimir, Obezite, kalp ve solunum hastalarımızla mortalite oranımız arttı...
Ne zaman, ilaç ve aşıları İsrail'den ithal ettik: Hasta olmamak adına, aşılandık: Genetiğimiz bozuldu..!
Ve ne zaman Windows 98 ülkemize giriş yaptı: Teknoloji ile her şey çok hızlı gelişti. Bağımlı olduk. Yalnızlaştık. Duyarsızlaştık. Toplumsal ahlâkımız bozuldu.
Çocuklarımıza, gençlerimize oyun programları ithal ettik: Psikolojik sorunlar başladı. Aile içi kuşak çatışmaları yaşadık. Şimdi de çekirdek aileler parçalanıp dağılıyor.
İnternette saatlerce zaman tüketir olduk. Eklem hastalıkları, postür bozuklukları başladı.
En tehlikesi de elektro manyetik etkiyle kanımızda bazı zararlı hormon artışlarımız başladı.
Dopamin, adrenalin, kortizol gibi...
Özellikle kortizol hormonunun artışıyla sevgi hormonu oksitosin azalıyor.
Sevgisizlik baş gösterince hasta, bağımlı, agresif bir toplum olduk.
Ve bir türlü doldurulamayan boşluk içindeyiz. Sanki hiçliğe doğru yol alıyoruz.
Sanal hastalıkların artmasıyla; çekirdek aileleri parçalanıyor.
Ve toplumun genetik şifresi bozuluyor.
Bunun farkında mısınız acaba?
Çok geç olmadan özümüze dönmeliyiz.
İnternet bağımlılığı tedavisi şart.
Bunun için de hastanelerde özel poliklinikler açılmalı...
Sorun belli...
Çözüm de belli...
Fabrika ayarlarına dönmeliyiz.
Şu an ne istiyorum biliyor musunuz?
Biraz yeşil
Biraz mavi
Biraz da Kazdağlarının Göknar havası
Bir de közde pişmiş Türk kahvesi...
En çok da huzur..!
Emine Pişiren / Kocaeli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder