Arkadaşımla mayolarımızı giyinip plaj yoluna koyulduk.
Edremit Körfezinin en uzun kumsalıydı güneş banyosu yaptığımız kumsal.
Palmiyelerin altına havlularımızı serer sermez denize koşturduk. Tam suya ayaklarımızı sokmuştuk ki, ardımızdan bir erkek bize seslendi:
"Hanımefendi...Hanımefendi..."
Sesin geldiği yöne başımızı çevirdik. Sahil cankurtaranıydı bize doğru yaklaşan kişi.
Soru soran bakışlarımızı yakalayınca;
" Çantalarınız orada hiç güvende değil. Romanlar bir çok kişinin canını yaktı burada. Size tavsiyem gözünüz çantalarınızda olsun."
Haydaa!
"Haydii, bu uyarıdan sonra denize gir, girebilirsen!"
Sesli düşünmüştüm.
Cankurtaran Bey bu kez daha ikna ediciydi:
" Bakın hanımefendi, 2 gün önce bir bayanın çantasını kapıp kaçtılar. Kadın denizden bağırıyordu; 'Çantamı çaldılar, yakalayın!' Diye. Bende koştum ama yakalayamadım. Kadının kimlikleri, parası, aracının anahtarına kadar aldılar. Benden sizi uyarması..."
Arkadaşımın da huzuru kaçmıştı.
" Korkulu rüya görmektense, biz en iyisi eşyalarımızı oradan alalım canım."
Ben, " Tamam." Der demez birlikte palmiyenin gölgesindeki eşyalarımıza doğru koşturmuştuk.
Emine Pişiren
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder