Ne güzel demiş Paulo Coelho:
" Dalından şüphe ettiğin ağacın gölgesinde soluklanmayacaksın!"
Şüphe insanın yüreğinin içindeki kurt gibidir.
Kemirir de kemirir insanı.
Hele birlikte olduğun kişi hakkında "ihanet kuşkusu," duyulması, var ya insanın gecesini gündüzünü birbirine harman edip karıştırtır.
Eşimden hiç kuşku duymadım. Huzurlu, mutlu bir evlilik yaşadık.
Hatta hem gündüz, hem gece olmak üzere birlikteydik de diyebilirim.
Çalıştığım yıllarımda mesai arkadaşlarım sürekli benimle şakalaşırlardı. Akılları sıra eşimle arama şaka yoluyla kuşku tohumları ekip eğleniyorlardı.
" Eşini balerinlerle öpüşürken gördük. "
" Eşini bir sarışınla sarmaş dolaş gördük.!."
Vs...vs...vs...gibi kuşku tohumlarını serperlerdi, ciddi yüz ifadeleriyle, kartopu atarlardı bize...
Aynı işyerinde çalışıyorduk. Aynı yüzleri defalarca görüyorduk. Nezaketle, kazasız sözlü düello ederdik.
Bu atışmaların adına da " şaka yaptık," derlerdi.
Tabi bu tür şakalara benim de bir yanıtım olurdu elbet.
" Ağaç benim olduktan sonra varsınlar gölgesine uzansınlar." Der, "sus mayası" çalardım o muzip arkadaşlarımızın dudaklarına.
Eşimin de elbet onlara şu yanıtı olurdu:
" Eşimi ordunun içine 40 gün bıraksam, ordu değişir. Eşim değişmez!" Diye...
Böylece huzurlu, mutlu süren evliliğimize; asla ve asla kimsenin mutsuzluk esintileri estirmesine izin vermezdik...
Emine Pişiren/ Kocaeli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder