Eskiden gelin görmeye gidilir, sonrasında kayınvalideye seçim bırakılırdı.
Kayınvalidenin etkili üç testi uygulanırdı.
İlki, gelini dudaktan sıkıca öperdi kayınvalide. Bunun anlamı, gelin hijyenik mi, sağlık sorunu var mı yok mu idi. Ağzı kokan gelin istemezdi.
İkincisi, gelinin mutfak çekmecelerindeki tahta kaşıkları incelenirdi. Kaşıklar, eğer kehribar sarısı ve yeniyse o gelin istenmezdi. Kaşıkların kararmış olması gerekliydi. Böylece o gelinin yaşadığı evin tutumlu mu, değil mi? Yemeklerini evde mi, dışarıda mı yedikleri anlaşılırdı.
Üçüncüsü, gelin ve kayınvalide birlikte mahalle hamamına giderlerdi. Böylece gelinini çıplak gören oğlan annesi, onun bedensel kusuru var mı, yok mu, anlamış olurdu.
Testi geçen gelin, oğluna istenirdi.
Bu konuda hoş bir fıkrayı yazmadan geçemeyeceğim:)
...
Vaktiyle birlikte yaşayan bir ana oğul varmış. Evlilik yaşı bir hayli geçen oğlu birtürlü annesine hiçbir kızı beğendiremezmiş. Anne gelen kızlarda mutlak bir kusur bulur, kızları oğluna yakıştıramazmış.
Ee, oğlu da bir gün yapacağını yapmış.
Eve farklı saç renginde üç kız getirmiş. Sarışın, esmer ve kızıl. Annesine bu üç kızdan biriyle mutlaka evleneceğini ve hangisini seçip evleneceğini bilmesini istemiş.
Annesi ile üç kız, yemiş içmiş, birlikte zaman geçirmişler.
Akşamı oğlu sormuş annesine:
" Sence ben hangisini seçtim?"
Annesi hiç düşünmeden yanıtlamış:
" Kızıl saçlı olanı"
Oğlu şaşırmış!
" Bunu nasıl bildin anacığım?"
Annesi omuz silkmiş:
" Çok kolay. Bugüne kadar, hep benim beğenmediklerimi saçmışımdır."
...
Ee, gelinleri test ettik. Peki damatların iyisini, kötüsünü, eğrisini, doğrusunu nasıl anlayacak gelin tarafı?
Çok kolay.
Bunun için üç yere gidip üç hafta kapısında gözetmen bırakmak kafi olur.
Neresiymiş o üç yer?
Meyhane
Kumarhane
Kerhane
...
Bir fıkra da damat tarafına gelsin mi?
Üç damadı olan bir kayınvalide, damatlarının onu sevip sevmediğini anlamak ister…
Bir gün büyük damatla gezintiye çıkar ve sahilde gezinirken denize düşer (atlar). Damat hemen peşinden atlayarak onu kurtarır.
Bir sonraki gün damat kapıda sıfır bir Peugeot 206 görür, camın üzerinde şu not vardır;
“Beni kurtardığın için teşekkürler. İmza: Seni seven kayınvaliden”.
Başka bir gün ortanca damatla gezintiye çıkarlar ve kayınvalide yine suya düşer.
Ortanca damat da hemen peşinden atlar ve kurtarır. Ertesi gün kapıda bir Ford Focus, ve ön camında bir not;
“Beni kurtardığın için teşekkürler. İmza: Seni seven kayınvaliden”.
Aynı senaryo küçük damatla da denenir ancak, küçük damat bunun daha önce olması gerektiğini düşünür ve kılını bile kıpırdatmaz.
Kayınvalide boğulur.
Bir kaç gün sonra kapıda son model Porsche Carrera GT, ve ön camında bir not:
“Teşekkürler. İmza: Seni seven kayınpederin”.
...
Neyse ben yazımı hoş bir fıkra ile noktalayıp, evlenecek olanlara şimdiden mutluluklar dilerim.
Emine Pişiren/ Kocaeli
Çok kolay.
Bunun için üç yere gidip üç hafta kapısında gözetmen bırakmak kafi olur.
Neresiymiş o üç yer?
Meyhane
Kumarhane
Kerhane
...
Bir fıkra da damat tarafına gelsin mi?
Üç damadı olan bir kayınvalide, damatlarının onu sevip sevmediğini anlamak ister…
Bir gün büyük damatla gezintiye çıkar ve sahilde gezinirken denize düşer (atlar). Damat hemen peşinden atlayarak onu kurtarır.
Bir sonraki gün damat kapıda sıfır bir Peugeot 206 görür, camın üzerinde şu not vardır;
“Beni kurtardığın için teşekkürler. İmza: Seni seven kayınvaliden”.
Başka bir gün ortanca damatla gezintiye çıkarlar ve kayınvalide yine suya düşer.
Ortanca damat da hemen peşinden atlar ve kurtarır. Ertesi gün kapıda bir Ford Focus, ve ön camında bir not;
“Beni kurtardığın için teşekkürler. İmza: Seni seven kayınvaliden”.
Aynı senaryo küçük damatla da denenir ancak, küçük damat bunun daha önce olması gerektiğini düşünür ve kılını bile kıpırdatmaz.
Kayınvalide boğulur.
Bir kaç gün sonra kapıda son model Porsche Carrera GT, ve ön camında bir not:
“Teşekkürler. İmza: Seni seven kayınpederin”.
...
Neyse ben yazımı hoş bir fıkra ile noktalayıp, evlenecek olanlara şimdiden mutluluklar dilerim.
Emine Pişiren/ Kocaeli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder