WC KAĞIDINA TEPKİM...

Viktor Hugo'nun anlamlı bir sözünü yazmakla dünkü gerilen ortamı yumuşatmak isterim:

Demiş ki:

"Birbirini hiç tanımayan insanların tartışmalarında bir güzellik gizlidir. Dostluk ve sevgiyi açığa çıkartır."

Eleştiri dozunu ve nezaket sınırlarını aşmadan yaptığımız tartışmalar için geçerli bir söylemdir tabi...

Gelelim dünkü mini wc kağıdı tepkime...

Türklerin, Fransızlar gibi bir temizlik anlayışında olmadıklarını yazmakta fayda görüyorum. Henüz 17. Yüzyıl ve öncesinde bile daha henüz batıda wc bile yokken yurdumuzda vardı...
Wc atıklarını sokaklara atan batı insanı, işlerine bile seke seke gider olmuştu.
Atıklar, farelerin gün ışığına çıkmalarını sağlamıştı. Farelerin beslenmesini sağlayan batının wc hijyenlerini, eleştiri yazıma dahil etmemiştim.
18. Yüzyılda İngiltere başta olmak üzere tüm Avrupa'yı saran veba hastalığı salgınından bile bahsetmemiştim.
Ki yurdumuz insanı o asırlarda dahi hijyenikti.
Anadolu'da ve yurdumuzun bazı evlerinin bahçesinde wc kulübelerinin olduğunu yazma gereğini bile duymadım.
Çünkü konumuz, wc kullanma teknikleri değildi.
Kâğıt ve bez kullanma tekniği de değildi.
O teknikleri açarsak bir deryaya dalıp, içinden çıkmamız da uzayacağından temizlik araçlarından örnek vermiştim.

Sadece Arapların kemik ve taş kullandıklarını, Türklerin bez kullandıklarını yazmıştım.

Konu; gündemin içeriğinde yeralan; temizlik malzemesine yapılan fahiş zamdı. Bende çoğu arkadaşımın gösterdiği tepki gibi bir tepki verdim.
Seka ve şeker fabrikaları kapanınca kağıdı da, şekeri de ithal eder duruma geldik.

Biz bu durumu tartışsak, tepki versek, daha sağlıklı olmaz mı?
Tabi ki, bende biliyorum suyla sabunla temiz paklandığımızı.
Hiç ısırgan otuyla taharet alınır mı?

EmineP