Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

12 Nisan 2019 Cuma

SENİ ÇOK MERAK EDİYORUM...



Acaba nasıl biri?
İçeride neler oluyor?
Bu merak beni öldürecek!
Acaba benim hakkımda ne konuşuyorlar?

Vs... Vs... Vs...

Yaşamımızda kim bilir kaç kez bu soruları kendimize sorduk?
Merak duygusu, insanın doğasındaki en vazgeçilmez, en güçlü duygusudur. Öğrenmeyi kışkırtır. Enerji ve keyif de verir.

Örneklemek gerekirse; dedikodu ve dedikoduculara dikkatle incelemek yeterlidir. Popüler kültür ve magazin bireyleri daha çok meraklı olmaya yöneltir. Çünkü insan beyninde oluşan sorulara ve çelişkilere yanıt arar.
Kişiliğinin oluşumunda bile etkisi vardır. Asimetrik ve obsesif kişilerin başına neler gelmiştir? Bu da ayrı bir tez konusu olabilir.
Merak duygusunun soru ve ünlem sözcükleri, " Acaba, Olabilir mi? Ya," benzerleridir.
Merak duygusunun ve sezgilerimizin doğuştan var olduğunu, sonradan ya geliştirilip yaşadığını ya da yok edilebilir olduğunu Osho, "Sezgi " adlı kitabında yazmıştır.

Çocukların bakışlarına dikkat edin bakın; tv'lere en çok odaklandığı ya oyunlar, ya reklamlardır.
Ticari sektörler, reklamlarla satış rekoru kırmaları hep merak duygusunu tetiklemeleridir.
Örneğin aynı dondurmanın içine patlamış mısır tadı veren, katkı maddesiyle fiyatı ucuzlatılmış sunumu çocukta, "Acaba tadı nasıldır? Ağzımda patlamış mısır tadı kim bilir ne güzel olur?"
Gibi merak soruları oluşup çocukta arzu, ürüne ilgi uyandıracaktır.

Asıl gerçekse tabi daha farklıdır.
Kışın dondurma reklamı yazdan kalma dondurmaların bir an önce tüketilip son kullanma tarihini aşmamasıdır. Tabi deep freezlerin, yeni ürünlere yer açılması için değil midir?

Daha küçük yaşlarda aşırı abur cubur tüketen, obez ,"reklam manyağı" yaptığımız çocuklarımızın ileride istekleri olmayınca; nasıl da kıyamet kopartırlar. Agresif, huysuz olmaları yanlış yetiştirme, değil de nedir?

" Ne yapayım çocuğum başka türlü yemiyor! Aç mı kalsın, yavrum?" 

Düşüncesiyle her reklam arasında elinde mama kasesi ile "gözleri ekranlara yapışmış," yavrularını besleyen anneleri görmüşüzdür.
Merak duygumuza gönüllü koşarız. Kimse bizi zorlamaz.
Hatta bu duyguya tam teslim oluruz. Hatta korkularımızı, kaygılarımızı, kuşku ve kıskançlıklarımızı besleyen ana arterimizdir.
Olumlu olumsuz birçok eylemlere imza attırır.

Çok ilginçtir: Zeki ve aptal kişilerde bu duygu oldukça gelişmiştir.
Zekiler, bilimsel buluşlara
Aptallar, başlarını belaya sokarlar.

Hani derler ya," Başına ne geldiyse meraktan ve sevdadan geldi" diye...

İşte aynen öyle...
Ama bazen de merak duygusu insanı tehlikelerden de korur?
Nasıl mı?
Canım onu da siz yanıtlayın artık!
Ama ipucu verebilirim bu konuda.
Örneğin: Dedektifler ne iş yaparlar? 

Veya; Einstein neyi merak etmiştir?

Size iyi meraklı günler dilerim.


Emine Pişiren

Hiç yorum yok: