Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

12 Nisan 2019 Cuma

YA DA...



Kimi eli kalem tutan yazarlarımız, gündemde kalmak adına, popüleritesini korumak adına KADIN temasını vurgularlar. Kusura bakmayın ama biraz sert eleştiri yazacağım! Belki satır aralarında kadınlara bolca yapay iltifatlarınıza kanıp size geri dönen kadınlarımız olabilir. Onları pek eleştirmeyeceğim. Demek ki, kandırılmaya çok uygun yapıdalar.
Peki, ben neden böylesi tepkiliyim?
Çünkü, yalanı sevmiyorum. Kimi erkekler gibi o yazarlar da her kadını Amerika'nın Sarışın Aptal Kadınlarının yerine koymaktan öteye gidemiyorlar.
Hani bir fıkra vardı: 

"Trafik polisi sürücüsü sarışın bir bayan olan aracı durdurur. Polis sürücü tarafına doğru eğilir:
- Hız sınırını aştınız. Ehliyet lütfen.
Sarışın güzel şaşırır:
- Oh, o da ne ki!? Onu da George bilir.
Polis:
- George mi, o da kim?
Sarışın güzel sırnaşık gülüşler uzatır memura:
- Tabi ki, kocam olur.
Polis, görevini icra edecektir: Bu kez de ruhsatı görmek ister:
- Peki hanımefendi; ruhsatınızı görebilir miyim?
- Onu da George bilir, ben bilmem," der.

Fıkra böyle uzar gider. Tabi finali hoş olmayan bir kareyle biter.
Kısacası;
Bir yazar eğer ki, "Kadınları Tavlama Sanatı," adına kalem kuşanmışsa...

Ya da; psikoanalizle/felsefeyle bir kadın nasıl anlaşılır? Diye tıbbi sözcüklerle kafa karıştırmışsa...

Ya da; "Kadınlar çok zor yaratıklardır: Onlar anlaşılmazlar," gibi yazılar yazmışsa...

Anlattıkları ancak ve ancak ; kültür seviyesi düşük, aşağılık duygusu baskın, özgüveni yetersiz, aşırı ataerkil baskıyla yetişmiş, psikoloji bozuk kadınlara uygun düşer...

Ya da; " Kifayetsiz muhterisler" için geçerlidir..
.
Erkek/Kadın ayrışmasını hiç dikkat ettiniz mi, en sıklıkla kimler aracı oluyor?
Hani kimi yazar/çizer ekin tayfası var ya! İşte onları işaret edebiliriz...
Kadını dillendirenler, ego cilası adına, popüler kültürün furyasına takılıp, kadını gündeme düşürmesiyle de portör olabiliyorlar.
Hadi, sizinle biraz da Art Galerileri dolaşalım! 

Hiç dikkat ettiniz mi?

Art Galerinin teması, hep kadın üzerinedir.

Nü kadın...
Heykel kadın...
Tarlada kadın...
Arkasını dönmüş kadın...
Piyano/Keman çalan kadın...
Dayak yiyen kadın...
Ezilen kadın...
Tesettürlü kadın...
Vs...Vs...Vs...

Lütfen bırakalım artık şu kadının fendi erkeği yendi, /Erkeğin fendi kadını aldı, kaptı, yattı, bıraktı, vb, tartışmalarını...

Hiç dikkatinizi çekti mi?

Erkek teması hemen hemen çok nadir kullanılır.
Peki, bana göre kadın ve erkek nasıldır?
Kısaca açıklayayım efendim:
Kadın ve erkek tıpkı bir logonun eşit parçaları gibidir: Nasıl ki o Logolar ayrılınca bir anlam ifade etmezler: Kadın ve erkek de tek başına bir hiçtir.
Çoğu kalemlerimizin yazdıkları, tezler/belgitlemeler ancak Amerikan'ın Sarışın Aptal Kadınlarına daha uygun düştüğü kanısındayım. 

Türkçemize düşen sözcüklere bakar mısınız?

Kadın, Karı, Hanım, Bayan, Avrat, Hatun, Hanımefendi...
Eski Türkler de kadını en güzel resmeden Cengizhan'mış.

Yurdumuzda kadına en manidar değeri veren saygın dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Kadın ve erkeğe eşitliği işaret etmiştir.

Son olarak;

Güçlü ve zeki kadınları; ne servetinizle, ne fiziğinizle ne de mevkinizle tavlama şansınız olamaz! Onları ancak karakterinizle fethedebilirsiniz.



Sevgiyle, sağlıkla kalın...

Emine Pişiren/ Kocaeli

Hiç yorum yok: