Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

6 Nisan 2019 Cumartesi

KAYIP KUŞAK!..




Dün gece seçim sonuçlarını izleyen oğlum kaşlarını çatıp, birden;

" Anne çocuk sahibi olmak istemiyorum!" dedi.

Sözünün ardını beklemiştim.
Sustu. 


Sordu:


"Hadi neden de bana?"

Yanıtımı bekliyordu:

" Neden oğlum?"


"Çünkü, siz beni Cumhuriyet çocuğu olarak yetiştirdiniz. Ben size neden yanlış düşünüyorsunuz! Yanlış biliyorsunuz! Diye hiç karşı durup, tartışmadım.
Ama şimdi emin oldum ki, ülkemin insanının %90'i yanlış düşünüyor. Doğruyu bilmiyor.
Eğer benim çocuğum olursa, nasıl bir Türkiye'de büyüyecek? Bunu hiç düşündün mü anne?"


Oğlum, endişelenmekte haklıydı. Ona hakettiği bir gelecek bırakamıyordum. Üzüntü içinde kıvranırken sözlerini sürdürdü:

"...Benim çocuğum, o yanlış düşünenlerin okulunda, beyni yıkanmış çocuklarla okuyacak!
Onların yaşadığı çevrede yetişecek.
Ve bana gelip şöyle diyecek:
BABA SEN YANLIŞ BİLİYORSUN!
Şöyle anne, ben çocuğuma o zaman ne anlatacağım?"


Sustum.

Haksızlık, zulmün, orantısız gücün karşısında tek savunmam susmaktı zaten! Oğlum konuşurken onu teselli edecek mantıklı sözcükler arıyordum beynimin derinliklerinde...


" Başka ülkeye gitsen, Türk mültecilere nasıl bakıldığını, sende çok iyi biliyorsun. Söyle anne biz hangi kuşağın çocuklarıyız?"

Ve acı acı ekledi:

" Yoksa biz kayıp kuşak miyiz anne?"

Oğlumu içim kıyılarak dinlemiştim dün gece. Haklıydı yerden göğe kadar!
Ben 58 kuşağın çocuğu idim.
Eşim 68 kuşağı idi...
Bu sabah yine erken kalktım.
Bir nisandı.
Eşimin doğum günüydü.
İlk kez kutlayamamıştım.
Gökyüzü aydınlıkta, ama bizim gönüller, yine karanlıktı.
Oğlumun dün geceki sözleri yankılandı gönlümde acı acı...


" Hadi bana söyle anne? Biz hangi kuşağın çocuklarıyız?"

Öğretmendi oğlum. Çalıştığı okulda öğrencileri tarafından sevilen, sayılan bir öğretmendi.
Buna tanıktım.
Dışarıda başbaşa yemek yerken ana oğul, bir öğrencisi görmesin onu!
Koşar, sarılırdı hemen boynuna. Öperdi, öperdi öğretmeninin yanaklarını.
Ben onu gururla izlerdim. Ama şimdi, omuzları çökmüş, umutsuz bir genç vardı karşımda.
Şöyle sordu bana:


"Yoksa biz kayıp kuşak mıyız, anne?"

Emine Pişiren/ Kocaeli

Hiç yorum yok: