Merhaba Gönül Sayfama Hoşgeldiniz


Bu Blogda Ara

12 Nisan 2019 Cuma

GERÇEK DOST KİMDİR?



Baba oğlu sohbet ediyorlarmış. Baba oğluna sormuş:
"Senin kaç tane gerçek dostun var?"
Oğlu elini sallamış:
"Ooo, yüzlerce dostum var baba."
Baba:
" Yüzlerce dost olmaz. Bir iki tane olsun yeter sana..."
Oğlu direnir.
"Benim hepsi gerçek dostlarımdır baba."
Baba hoşgörüyle gülümser:
"Bak oğlum! Arkadaş ile dost farklıdır. Her ikisini karıştırmamak lazım. Dostların seni satmamalı."
Oğlu:
"Benim dostlarım beni asla satmaz ki baba."
Baba:
" Bunu göreceğiz. "

Der ve sözlerini sürdürdür:

"O halde gel o dostlarını deneyelim."
Ve baba kümesten aldığı 2 tavuğu kesip bir çuvala koyar. Gece olunca oğluna hala kan damlayan çuvalı uzatır:

" Git bu çuvalla en güvendiğin dostlarının evine...Birini öldürdüğünü, seni saklamasını, sana yardım etmesini rica et."

Oğlu tek tek güvendiği dostların evini dolaşır. Babasının söylediği gibi onlardan yardım ister. Hepsi korkar ve kapıyı onun yüzüne kapar. Oğlu hayal kırıklığına uğramış bir durumda kanlı çuvalla babasına geri gelir.

" Haklısın baba. Benim gerçek bir dostum hiç yokmuş. Çok üzgünüm."

Baba oğlunu teselli eder.
Oğlu;
" Baba, peki gerçek dostumu nasıl anlayacağım?"

Baba oğlunun sırtını okşar:

"Şimdi de git benim dostuma. Arkadaşlarına dediğini ona söyle ve ondan aynı yardımı iste. Onunla yıllardır görüşmüyorum. Ama o benim gerçek dostumdur."

Oğlu babasının verdiği uzaktaki adrese gider. Kapıyı açan adam onu şevkatle karşılar içeri alır.
Evinin arka bahçesinde bir çukur kazıp kanlı çuvalı toprakla gömer. Üzerine sarımsak eker.
Dostunun oğlunu birkaç gün yedirir, içirir, saklar. Ayrılma vaktinde:

"Babana selam söyle sarımsak tarlasına gözüm gibi bakacağım,"der.

Oğlu babasına yaşadığı durumu anlatır. Baba:

"Dur acele etme! Daha bitmedi. Şimdi yine o dostuma git ve kapıyı açar açmaz yüzüne bir tokat patlat, "der.

Oğlu yine aynı adrese gider. Babasının dediğini uygular. Baba dostu, tokata tokatla karşılık verir. Sonra şu sözleri der:

"Git babana şunu söyle. Ben bir tokata sarımsak tarlasını satmam!"

Oğul geri döner ve babasına son durumu anlatır. Baba mutlu mutlu gülümser:

" İşte gerçek dost o ki, canı acısa bile dostunu asla satmaz. Yaşamda çok arkadaş olacağına, bir iki dostun olsun yeter oğlum."

×××
Yıllar önce radyoda dinlemiş olduğum bu hikaye beni derinden etkilemişti.
Benimde farklı bir denemem olmuştu. 25 yıldır dost bildiğim bir arkadaşımı gönül defterinden silmiştim.
Deprem sonrası geri döndüğümüz İstanbul'da dostlarımı arayışa başlamıştım. 6 sene öncesinde bıraktığımız bir dostumuzdan, yeni taşınacağımız evimize gelip bize yardım etmesini rica etmiştim.
Gelmemişti.
Oysa ondan 'çok bir şey' istememiştik. Onun sevgisinden vefasından başka.
Bir ay geçmiş, yine gelmemişti.
Şimdi bana sorsalar: Dost kime denir?d iye.

" Dost, her ne olursa olsun, ne yaşanmış olursa olsun: Ona GEL dendiğinde NEDEN, NİÇİN sorusunu sormadan, dostuna giden kişidir."

Adamın biri, Cüneyid Bağdadi'ye gerçek dost nasıl biridir, diye sormuş. Verdiği yanıt çok manidarmış:

"Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı…
İşi bitince seni bir tarafa atmamalı…"
Cüneyit Badadi

Emine Pişiren/Altınoluk-2018

Hiç yorum yok: